Avrupa Birliği’nin, kendi sınırları içerisinde, yapay zeka kullanımını katı bir şekilde düzenlemeye yönelik son önerileri, büyük olasılıkla yapay zeka gelişimi üzerinde önemli sonuçlar doğuracak. Yönergeler, yapay zekanın potansiyeli nedeniyle risk altında olabilecek insan ve toplumsal haklarını ele almak için tasarlandı. Ulusların ve insanların doğru kararları vermesi için, yapay zekanın ne olduğu ve ne olması gerektiği konusunda halka açık bir söylem olması önem taşıyor.
Geçen yıl LG ve Element AI arasında ortaklaşa geliştirilen AIX Exchange: The Future of AI and Human Experience (Yapay Zeka Deneyimi: Yapay Zekanın Geleceği ve İnsan Deneyimi) raporu, kamu algısı, etik, şeffaflık, kullanıcı deneyimi gibi altı temel tema üzerinden yapay zeka deneyiminin (AIX) zorluklarını ele alıyor.
İnsanların bir konu hakkında düşünme ve hissetme şekli olan “toplum algısı”, tüketicilerin benimsemeyi seçtikleri yapay zeka ürün ve hizmetlerinin türünde önemli bir rol oynuyor. Bu da yapay zekanın gelişimini ve ilerlemesini etkiliyor. Örneğin, tüketiciler akıllı ekmek kızartma makinelerine ilgiliyse, birçok yapay zeka şirketinin kaynaklarını mevcut yapay zeka ekmek kızartma makinesinin en üstünde yer alabilecek yeni bir yapay zeka ekmek kızartma makinesi bulmaya harcama durumu çok yüksek. Burada, halkın yapay zeka konusundaki fikrini ve farkındalığını büyük ölçüde etkileyen beş alana göz atacağız: haberler ve popüler kültür, dil, pazarlama, tasarım ve eğitim.
1927’nin Metropolis’inden 2001’e: Bir Uzay Macerası’ndan (1968) 2015’teki Ex Machina’ya, yapay zeka nadiren de olsa bize ışık veren parlak bir gelecek çiziyor. Haber odaklı medyada yapay zekaya dair birçok hikaye olmasına rağmen, teknolojiyi işleri ve geleceği çalan kötü adam olarak betimleyenler de var. Teknolojiyi geliştirmeye dahil olanlar, bunun tüketici güveni üzerindeki etkisinin yanı sıra, yapay zeka ile iletişim kurarken gerçeği kurgudan ayırmanın ne kadar önemli olduğunun son derece farkındadır.
Kelimeler bazen yoruma açık olabiliyor, bu özellikle yapay zeka söz konusu olduğunda daha doğru bir saptama gibi görünüyor. “Öğrenme” kelimesi, bir kişiyi “öğrenen” bir makinenin yapmaya programlandığından çok daha fazlasını yapabileceğine inandırarak korku ve güvensizliğe neden olabilir. Yapay zeka, birçok kişi için bu kadar belirsiz ve şekilsiz bir kavram olduğundan, yapay zeka sektöründeki şirketlerin, yanlış anlaşılmalara yer bırakmadan ürünlerini ve hizmetlerini tanımlarken çok dikkatli olmaları gerekiyor. Kelimeleri akıllıca seçmek, yapay zeka vaatlerini daha iyi yerine getirmeye yardımcı olacaktır.
Günlük olarak tüketiciler, yapay zeka ürünlerini ve hizmetlerini tanıtan pazarlamaya maruz kalıyor – bunların çoğu, basit görevleri bağımsız olarak veya az kullanıcı girdisiyle yöneterek kolaylık sağlıyor.
Ancak pazarlamanın, bu yeniliklerin kullanıcıların yaşam tarzlarında devrime neden olacağını öne sürdüğü birçok durum var ve bu da yapay zeka beklentilerini şu anda mümkün olanın ötesinde artırıyor. Aşırı heyecan verici pazarlama balonu hayal kırıklığına yol açabiliyor ve kamuoyunun algısını olumsuz etkileyerek yapay zeka kışı olarak bilinen bir olguyu körükleyebiliyor.
Yapay zeka kışı, tüketiciler ve yatırımcılar arasında coşku ve ilgi eksikliğinden kaynaklanan yapay zeka gelişimindeki aksaklıkları ifade ediyor. Teknoloji insanların umduğu kadar hızlı ilerlemediğinden ve henüz Hollywood filmlerinin yapay zekasına benzemediğinden, şirketler bu alanda neler yapabileceklerini abartmaktan kaçınmalı. Bu şekilde, olumsuz kamu algısına katkıda bulunmaktan kaçınabilir ve kullanıcıların teknolojinin şu anda sunabileceklerini tam olarak takdir etmelerini sağlayabilirler.
Kullanıcıların yapay zeka ile etkileşimde bulunurken sahip oldukları deneyim, halkın algısını belirlemede bir başka kritik unsur olarak karşımıza çıkıyor. İyi ve kötü kişisel yapay zeka deneyim hikayeleri her gün sosyal medyada paylaşılıyor, insanların olumlu veya olumsuz algılarını pekiştiriyor ve henüz herhangi bir yapay zeka tabanlı çözümü kullanmamış olanların fikirlerini etkiliyor. Yapay zeka ile daha iyi deneyimler sağlamak için, yapay zeka tasarımına insan merkezli bir yaklaşımın benimsenmesi kritik önem taşıyor. Tüketicilerin neye ihtiyaç duyduklarının ve isteklerinin kapsamlı bir incelemesinin yanı sıra, bir ürünün değerini azaltan zayıf noktalarının keşfi, günlük yaşamda daha fazla pratik değer sağlayan yeteneklerin geliştirilmesi için çok önem taşıyor.
Georgia Teknoloji Enstitüsü Bilgisayar Bilimleri Fakültesi Dekanı Charles Lee Isbell, “Teknoloji okuryazarlığı, yalnızca inşa ettikleri şeyin etkisi hakkında düşünmelerine yardımcı olacak sistemleri oluşturan kişiler için önemli değil. Bu sistemleri inşa etmeyecek, ancak bu sistemlerden etkilenecek insanlara öğretmemiz en az onun kadar önemli, belki de daha önemli” diyor.
Toplum – yapay zeka hakkında ne kadar eğitilirse, teknolojinin getirebileceği faydalara o kadar hızlı adapte olacak ve bu faydaları takdir edecek. Tersine, daha fazla eğitim, halkın yapay zekanın ne olmadığını anlamasına, makinelerin insanların yerini almayacağını anlamasına yardımcı olacak.
Günün sonunda, halkın yapay zeka algısını etkileyen çeşitli faktörler var ve bu algının etkisi, düşünmeye yol açabileceğinden daha büyük. Tüketici merkezli yapay zeka aracılığıyla şirketler, yapay zekanın yönünün ve gelişiminin insanlığa en büyük faydayı sağlayacağı bir yol oluşturmaya yardımcı olabilir.
LG’den yapay zeka çalışması
Yorum Yaz